Son dönemde kamu kurumları ve yerel yönetimlerde yaşanan usulsüzlük iddiaları, Beykoz Belediyesi'ni de etkisi altına aldı. İstanbul’un önemli ilçelerinden biri olan Beykoz’da, başkan yardımcısı Fidan Gül hakkında yürütülen bir soruşturma çerçevesinde, savcılık tarafından tutuklama talebi ile mahkemeye başvuruldu. Alınan bu karar, yerel yönetimdeki şeffaflık ve hesap verebilirlik konularını yeniden gündeme getirirken, Beykoz halkı arasında da büyük bir şaşkınlık yarattı.
Fidan Gül, Beykoz Belediyesinde uzun yıllardır çeşitli görevlerde bulunmuş ve Başkan Yardımcılığı pozisyonuna getirilmişti. Ancak, son günlerde basında yer alan haberler, Gül’ün bazı mali etkinlikleri dolayısıyla inceleme altına alındığını ortaya koydu. Soruşturmanın detayları, usulsüz kullanımlar ve yolsuzluk iddiaları üzerine yoğunlaşırken, Gül'ün özellikle ihale süreçleriyle ilgili bazı aksaklıklar yaşadığı belirtiliyor. Bu iddiaların zamanla birlikte somut delillere dönüşmesi, savcılığı harekete geçirdi ve nihai olarak tutuklama talebi ile sonuçlandı. Beykoz halkı, yerel yönetimdeki bu tür usulsüzlüklerin son bulmasını beklerken, konu hakkında daha fazla bilgilendirici açıklama yapılması gerektiği düşünülüyor.
Tutuklama talebiyle ilgili gelişmeler, Beykoz halkı arasında farklı tepkilere yol açtı. Kimisi, süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve gerekli cezaların verilmesini desteklerken, kimisi ise bu durumun siyasi bir komplo olduğunu iddia ediyor. Bu tür iddiaların, yerel yönetimlerin halk üzerindeki güvenini nasıl zedeleyeceği ve bunun ileriye dönük etkileri ise merak konusu. Özellikle, Türkiye genelinde artan benzer olaylar, yerel yönetimlerin denetim mekanizmalarının daha güçlü hale getirilmesi gerektiği çağrısını gündeme getiriyor. Halk, Beykoz Belediyesi’nin geleceği ve yapılan her türlü işlemin şeffaflıkla yürütülmesi konusunda daha fazla hassasiyet bekliyor.
Uzmanlar, tutuklama talebinin yanı sıra, Beykoz Belediyesi bünyesinde benzer süreçlerin yaşanmaması için iç denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve personelin etik kurallar çerçevesinde eğitilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu gelişmelerin, yerel yönetimlerdeki kırılgan yapıyı nasıl etkileyeceği tartışılırken, kamuoyunun da sürece dahil olması gerektiği düşünülüyor. Sonuç olarak, Fidan Gül hakkındaki tutuklama talebi, sadece Beykoz için değil, tüm yerel yönetimler için önemli bir ders niteliği taşıyor.