Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), son dönemde çatışmaların yoğunlaştığı Gazze’deki sağlık durumuna ilişkin ciddi endişelerini dile getirerek uluslararası topluma acil bir çağrıda bulundu. DSÖ, Gazze'deki hastanelerin güvenliğini sağlamak için acil koruma önlemlerinin alınmasını talep ediyor. Özellikle, sağlık hizmetlerinin yürütüldüğü alanların bombardımandan etkilenmesi ve altyapının bozulması nedeniyle, binlerce hastanın risk altında olduğu ifade ediliyor.
Gazze'deki sağlık sistemi, uzun süredir devam eden çatışmalar ve kısıtlamalar nedeniyle ağır hasar görmüş durumda. Birçok hastane, hem fiziksel hem de finansal açıdan büyük zorluklar yaşıyor. DSÖ, mevcut durumda sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğinin tehlikeye girdiğini belirtiyor. Hastanelerin bombardıman altında kalması, acil müdahale gerektiren durumların artırmasına neden oluyor. Sağlık altyapısının bu denli sarsılması, yerel halkın sağlık hizmetlerine erişiminde büyük engeller oluşturuyor.
DSÖ'nün yapılan açıklamasında, "Sağlık tesisleri, yüzde yüz korunmaya ihtiyaç duyuyor. Hedef alınmamaları için uluslararası koruma sağlanmalı. Savaşın yarattığı kaosun içerisinde, tıbbi yardımların ulaştırılması ve hastaların sağlık hizmetlerinden yararlanması hayati önem taşıyor." ifadesine yer verildi. Bu durum, hastanelerin kapasitelerinin çok ötesine geçerek onları zor bir duruma sokuyor. Ayrıca, sağlık personelinin moralinin düşmesi ve motivasyon eksikliği gibi sorunlar da sağlık hizmetlerinin kalitesini olumsuz etkiliyor.
Doktorlardan, hemşirelerden ve sağlık yöneticilerinden oluşan ekipler, DSÖ'nün bu çağrısına dikkat çekiyor. Uluslararası toplumun harekete geçmesi, hem Gazze’deki hastanelerin korunması hem de sağlık hizmetlerinin sürekliliği açısından büyük bir ihtiyaca işaret ediyor. DSÖ, eyleme geçmezse Gazze'deki sağlık sisteminin daha da çökmesi ve bu durumun binlerce insanın hayatını tehlikeye atacağına dair uyarılarda bulunuyor.
Ayrıca, çatışmaların devam etmesi durumunda, Gazze’de ortaya çıkabilecek daha büyük sağlık sorunları ve salgınlar riski de bulunuyor. DSÖ, özellikle çocuklar ve yaşlılar gibi kırılması muhtemel grupların korunması gerektiğini vurguluyor. Mülteci kamplarında yaşayan insanların sağlık durumları da son derece kritik bir noktada. Sağlık altyapısının yok olmaması için uluslararası destek şart.
Böylesi bir ortamda sağlık hizmetlerinin korunması için neler yapılabileceği konusunda pek çok öneri bulunmaktadır. DSÖ, bu önerilerin arasında, sağlık tesislerinin korunması için uluslararası birliklerin devreye girmesi, insani yardımların ulaşımının sağlanması ve sağlık profesyonellerinin güvenli bir ortamda görev yapabilmesi için gerekli önceliklerin belirlenmesi gibi maddelere yer veriyor.
Sonuç olarak, DSÖ tarafından yapılan bu acil koruma çağrısının dikkate alınması, Gazze’deki sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımaktadır. Sağlık hizmetlerinin devam edebilmesi ve toplumsal sağlığın korunması için acil olarak adım atılması gerektiği ifade edilmektedir. Uluslararası toplumun dayanışma göstermesi, hastaların ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması için önemlidir.
Gazze'deki acil durumun daha fazla kötüleşmemesi için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki savaş ve çatışma ortamı, en çok masum insanların sağlık ve yaşam koşullarını tehdit ediyor. Bu nedenle, DSÖ'nün çağrısına kulak vermek, hem insani bir sorumluluktur hem de evrensel bir insani değerler meselesidir.