Yemen merkezli Husi milisleri, bir kez daha düzenledikleri saldırılarla dünya gündeminde dikkatleri üzerine çekti. Son olarak, İsrail'in hayati öneme sahip Ben Gurion Havalimanı'nın hedef alındığı bir füze saldırısı gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Bu olay, sadece İsrail için değil, bölgede yaşanan çatışmaların boyutunu da gözler önüne seriyor. Husi milislerinin bu tür saldırıları, bölgedeki güvenlik dinamiklerini değiştirme riski taşıyor.
Husiler, Yemen'de bir iç savaşın parçası olarak kabul edilen bir çatışmada, İran'ın desteklediği bir grup olarak biliniyor. Bu misyon doğrultusunda, uluslararası alanda dikkat çekmek ve düşmanlarına mesaj göndermek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekteler. Ben Gurion Havalimanı gibi sembolik bir yerin hedef alınması, Husi liderliğinin, İsrail'e olan düşmanlıklarını sergileme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu tür eylemler,-genellikle- Husi yönetimi için siyasi bir güç gösterisi anlamı taşıyor.
Husilerin bu saldırıyı gerçekleştirmesinin birkaç olası nedeni bulunuyor. Bunlardan ilki, Yemen'deki çatışmalara dikkat çekmek ve uluslararası kamuoyunu kendilerine destek olmaya ikna etmek olabilir. Ayrıca, bu tür bir eylem, İran ile olan ilişkilerini pekiştirebilir ve bölgedeki diğer düşmanları üzerinde psikolojik bir etki oluşturmak amacı taşıyabilir. Husi liderleri, bu saldırıyla, yalnızca İsrail'i hedef almakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki güç dengesini de sarsmayı umuyorlar.
Ben Gurion Havalimanı’na düzenlenen bu saldırı sonrası İsrail ordusunun nasıl bir strateji geliştireceği merak konusu. İsrail, tarihsel olarak böyle saldırılara karşı güçlü bir savunma mekanizması geliştirmiştir. Ancak, husilerin bu cesur eylemi, İsrail’in savunma sistemleri üzerinde de bir test olma potansiyeline sahip. Uzmanlar, bu saldırının ardından İsrail’in hava savunma sistemlerinin gözden geçirilmesi ve iyileştirmeler yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Zira, İsrail, terör örgütlerine karşı yürüttüğü savaşta sürekli olarak stratejilerini güncellemek zorundadır.
Uluslararası camiada, Husilerin bu tür eylemlerinin kınanması bekleniyor. Özellikle, Birleşmiş Milletler ve birçok Batılı ülke, bölgede barışın sağlanması için çaba sarf ederken, bu tür saldırıların artması durumunda yeni yaptırımlar uygulamamayı da gözden geçirebilir. Öte yandan, ABD'nin de konu hakkında nasıl bir tutum alacağı ise merak konusu. Daha önce Husilere karşı askeri ve siyasi destek sağlayan ABD, şimdi ise bu tür eylemleri susturarak Ortadoğu'daki barış süreçlerine zıt bir durumla karşılaşmaktan endişe ediyor.
Bölgedeki güvenlik dinamiklerinin değişimi, sadece askeri boyutla değil, aynı zamanda diplomatik ilişkilerin de sorgulanmasına neden olacaktır. Husilerin bu tür saldırıları, aynı zamanda İsrail'in yanı sıra Arap ülkelerinde de tedirginliğe yol açarak, Siyonist devletle barış yapma çabalarını zorlaştırabilir. Yemen'deki Husi yönetiminin bu saldırıları, diğer Arap ülkelerinin tutumlarını etkileyecek ve belki de bazı ülkelerin İran ile olan ilişkilerini gözden geçirmelerine yol açabilecektir.
Özetle, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na düzenlediği füze saldırısı, dünya gündeminde önemli bir yer etmeye aday. Bu eylem, sadece askeri bir saldırı olmanın ötesinde, bölgedeki çatışmaların ve güç dengelerinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. İleriye dönük olarak bu tür eylemlerin nasıl bir etki yaratacağı ve bölgesel güvenlik dinamiklerini nasıl şekillendireceği merakla bekleniyor.